“Yakup, Yakup!
Burdayım, yani ben…
Evet, geliyorum
Lambayı söndürmesinler, geliyorum
Siz bütün lambaları yakın, evet
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim?
Hayır, Yakup
Bazan karıştırıyorum.”
Yakup korumaya çalışır; taşlarını, ellerini, ayaklarını, dirseklerini.
Sahi ne olmuştu az önce?
Az öncenin izleri vardır üzerinde ama soluğu tazedir. Büyücülüğe başlar Yakup. Şaşırtmak, göstermek için. Yeryüzünde nefes almış -ve almakta olan- Yakup’lara bakmak için.
Hangi çağ’da olursa olsun değişmeyen tek bir şey vardır; o ses. Sırtıyla gözler o sesi. Sırtıyla duymaya çalışır.
Midesinin içinde bir lunapark vardır Yakup’un. Onunla yaşamak korkunçtur.
“Peki Yakup ne yapsın?”
Hangi çağ’a ait olsun? Kim Yakup’un kaval kemiğindeki özgürlüğe dokunabilir?
Duruşması bir çağdan başka bir çağ’a ertelenmiştir onu sorgulayabilecek bir yargıç bulunana dek. İşte o an’a kadar avukatı dokunacaktır onun kaval kemiğine. Yakup terleyecektir. Ardından iki ayağının üzerine doğrulup gösterisine başlayacaktır ve her seferinde taşlarına sarılacaktır; yaşamak, unutmamak ve anlatmak için.
Soru: Biz neyin sorumlusuyuz ki böyle suçluyuz? İşte paylaşıyoruz bu soruyu ve “cezasız duruyoruz.”
Yakup bugün çok genç. Konuşmak gerek Yakup’u, bakmak gerek kurbağalara..
22 January 2025 Wednesday 20:30
22 January 2025 Wednesday 21:20
Duende Tiyatro, Eğitim, Ömerbey Çıkmazı Sokak, Kadıköy/İstanbul, Türkiye, Kadıköy, İstanbul
Duende, 2013 yılında İpek Taşdan tarafından İstanbul’da kurulan bağımsız bir tiyatro. Edip Cansever’in Çağrılmayan Yakup şiirini sahneleyerek yolculuğuna başladı. Halen sahnelenmekte olan oyun, Duende’nin tiyatro araştırmasında belirleyici unsurları ortaya çıkaran ilk deney oldu. Oyuncunun sahnedeki tek başınalığının yaratıcı olanaklarını araştıran, teatral ve şiirsel bir sahneleme estetiğinin peşinden giderek, sahneyi gündelik anlam kabullerinin ötesinde bir karşılaşma alanı olarak gören Duende; sahnelemenin yükünü bedeniyle metafor üreterek şiirsel bir dramaturji izleğini oyunsal tekrarlarla seyirciyle tanıştıran bir oyuncu mevcudiyetini benimsiyor. Sahnelenmek üzere yazılmamış şiir, roman, şiirsel felsefe metni gibi edebi eserleri sahneye uyarlayarak, performansçının sahnedeki mevcudiyetinin ürettiği çatışma ve yaratıcı-dönüştürücü varoluşla felsefi ve şiirsel olanı görünür kılmayı hedefliyor.